Son dönemlerde en çok duygulandığım anlardan biri ise 19
Mayıs günüydü. Atatürk’ün Samsun’a ayak bastığı gün 19 Mayıs’ta oğlumu
evimizdeki kanvas tablo önünde saygı duruşunda dururken buldum. Okulda
çocuklara bugünün önemini ve Atatürk’ü anlatmışlar. Oğlumda geçen sene aldığım
Atatürk'ün bir portresin olan kanvas tablo karşısında Atasına saygılarını
sunuyormuş. Çocuklara böyle bir milli bilinç oluşturduğu için öğretmenini bir
kez daha takdir ettim. Pek çoğumuzun evimizde çocuklarımıza yerleştiremediği bu
gibi kavramları, okullarda öğretmenlerinin yapması takdir edilmesi gereken bir
durum.
Geçen sene yine bu zamanlarda öylesine gezerken, bir tablocu
vitrininde gördüğüm bu Atatürk’ün olduğu kanvas tablo gerçekten çok hoşuma
gitmişti. Zaten görür görmezde girip almaya karar verdim. Evde böyle bir şeye
gerçekten ihtiyaç vardı. Ülkemizdeki her kesimin sevdiği ve saygı duyduğu bir
insanın, evimin baş köşesinde durması gerektiğine her zaman inanmışımdır. Ancak
oğlumun bu duyguları, daha bu yaşında hissedebileceğini hiç düşünmüyordum. Evde
benim alatmam gereken şeyleri, okulda öğretmeninin anlatmak zorunda kalması, açıkçası
beni birazda düşünmeye itti.
Bir tablo karşısında dahi duygulanan böyle çocukları
yetiştirebilmek, her öğretmenin harcı olmasa gerek. Aslında evlerde bizim
yapmamız gereken şeyleri, öğretmenlerinin yapmak zorunda kalması aslında bizim
ihmalkarlığımız olsa gerek. Çocuklarımıza yeteri kadar vakit ayıramadığımız
için bu ülkenin milli değerlerini dahi onlara öğretemiyoruz. Aslında biraz bu
konuda uğraşsak, içlerinde nasıl bir cevher olduğunu hemen fark edeceğiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder